Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Dünya Ekonomik Forumu 2024:

"Yapay Zeka İle Hızlı Dönüşüm Ortamında Güvenin Yeniden İnşası"

19 Ocak 2024 tarihinde İsviçre’nin Davos kasabasında 54’üncüsü düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun ana başlıklarından birisi ‘Yapay Zeka’ oldu. Dünya Ekonomik Forumu (WEF)’nun son küresel risk analizinde, yapay zeka (YP-AI) kaynaklı dezenformasyonu, kalıcı yaşam pahalılığına duyulan endişeler ve toplumsal kutuplaşmanın bir araya getirdiği risklerin bu sene risk görünümünde belirleyici rol oynadığına vurgu yapılmıştı. Bu risklerin en büyüğünün de yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları olduğu bilgisi paylaşılmış, bu nedenle WEF bu sene Davos Zirvesi’nin ana temalarından birisi olarak yapay zekayı seçmişti.

Davos Zirvesi’nin başlamasından önce açıklanan yanıt aranacak sorular arasında; "Yapay zekayı herkesin yararına olacak şekilde nasıl kullanabiliriz? Farklı düzenleyici ortam inovasyonu toplumsal risklerle nasıl dengeliyor? Yapay zeka, 5/6G, kuantum hesaplama ve biyoteknoloji dahil olmak üzere diğer dönüştürücü teknolojilerle nasıl arayüz oluşturacak?" gibi sorular yer almaktaydı.

Bu organizasyon kapsamında dünyanın dört bir yanından 3 bin katılımcı bir araya geldi. Bunlar arasında 1600 iş insanı, 350 devlet başkanı ve bakan ile yüzlerce akademisyen, sivil toplum lideri ve girişimci yer aldı. Yapay zeka ile ilgili düzenlenen panelde ise, başta Salesforce CEO'su Marc Benioff ve Yapay zeka uygulaması ChatGPT'yi geliştiren OpenAI'ın CEO'su Sam Altman olmak üzere teknoloji, bilim, iş dünyası, ve politika alanında büyük sorumluluklar üstlenmiş kişiler fikirlerini dile getirdi. Yine Davos’ta Türkiye’den katılan önde gelen iş insanları ve sanatçıları da yapay zeka ile ilgili görüşlerini ve Davos’tan edindikleri gözlemlerini anlattılar.

Dünya Ekonomik Forumu’nda yapay zekanın ana temalardan biri seçilmesi, aslında teknoloji rönesansı olarak adlandırılan bu dönemin, toplumları ve doğrudan liderleri etkisi altına aldığının göstergesi olmakla birlikte gelecekte bu alana ilişkin her gelişmenin üzerinde durulması ve yakından takip edilmesi gerekliliğinin artacağını kanıtlar nitelikte.

Dünya Ekonomik Forumu nedir ve neden önemli?

Her yıl İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen ve küresel bir platform niteliği taşıyan Dünya Ekonomik Forumu (WEF), 1971 yılında Klaus Schwab tarafından kurulmuş olup o tarihten beri düzenli olarak gerçekleştirilmektedir. Bu etkinlik, dünya genelinden liderleri, iş dünyası temsilcilerini, akademisyenleri, sivil toplum liderlerini ve medya temsilcilerini bir araya getirerek, küresel ekonomik, sosyal ve politik meseleleri ele almak üzere bir ortam sağlar.

Genellikle ocak ayında gerçekleşen Davos Zirvesi, dünya genelindeki önemli sorunları ve fırsatları ele alarak, geniş bir katılımcı kitlesine küresel iş birliği imkânı sunar. Katılımcılar arasında devlet başkanları, başbakanlar, iş dünyası liderleri, sivil toplum temsilcileri, ünlü düşünürler, sanatçılar ve medya yöneticileri gibi çeşitli sektörlerden önemli isimler yer almaktadır.

Davos'un önemli özelliklerinden biri, katılımcıların panel tartışmalarına, özel toplantılara, atölye çalışmalarına ve diğer interaktif etkinliklere katılımlarıdır. Konu başlıkları genellikle o yılın küresel önceliklerine odaklanır. Önceki yıllarda ele alınan konular arasında iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, küresel ekonomik büyüme, teknolojik ilerleme, gelir adaleti, sağlık ve eğitim gibi önemli konular yer almaktadır.

Davos, dünya liderlerinin ortak çözümler aramaları ve küresel sorunlara yönelik stratejiler geliştirmeleri açısından önemli bir platform olarak kabul edilmektedir. Tarihte küresel ilişkiler açısından büyük dönüm noktalarına olanak sağlayacak kararların alınmasına ev sahipliği yapmıştır. 1988 yılında gerçekleştirilen toplantıda imzalanan ve Davos Deklarasyonu olarak bilinen bir anlaşma, Türkiye ve Yunanistan'ın silahlı çatışmanın eşiğinden dönmesine yardımcı olmuştur. Yine 1992 yılında Nelson Mandela ve dönemin Güney Afrika Devlet Başkanı FW de Klerk, Davos'ta uluslararası sahneye ilk kez birlikte çıkarak ırkçılığın sona erdirilmesi yolunda önemli bir adım atmıştır. İkili ertesi yıl Nobel Barış Ödülü'nü kazanmıştır. 2000 yılında Aşı ve Bağışıklama için Küresel İttifak (Gavi) Davos'ta başlatılmıştır. O tarihten beri milyonlarca kişinin aşılara erişimini iyileştirmiştir. Kuruluşundan bu yana dünya çapında 760 milyon çocuğun aşılanmasına katkıda bulunmuştur.

“Türbülanslı bir dünyada Teknoloji”

Teknolojinin insan hayatını nasıl güçlendirebileceğinin ve değiştirebileceğinin tartışıldığı panelde, günlük yaşamımıza daha fazla entegre olduğunda gelişim ve refah için önemli bir noktaya geldiği ve beraberinde ortaya çıkardığı güvenlik konusu ele alındı.

Panelde konuşmacı olarak yer alan isimler arasında Salesforce CEO'su Marc Benioff, Yapay zeka uygulaması ChatGPT'yi geliştiren OpenAI'ın CEO'su Sam Altman, Pfizer CEO’su Albert Bourla, Jeremy Hunt ve Julie Sweet bulunuyordu. Forumun en kritik panellerinden birinde ele alınan maddeler şu şekildeydi:

-           Yapay zekanın potansiyelinin hala çok çok altında çalıştığı, buna rağmen birçok kişinin bundan büyük faydalar sağlar durumda olduğu,

-           İnsan beyni gibi çalışan ve kendi karar mekanizması olan yapay zekanın güvenilirliği ve kararlarını nasıl bir sistematiğe bağlı verdiği,

-           Aşılması gereken en önemli engelin “güven” olduğu ve yapay zekanın regülasyonlar ile daha güvenilir hale gelebileceği,

-           Yapay zekanın daha doğru kullanımının en temel yolunun öğrenmekten, risklerini hesaplayıp fırsat yarattığı alanları bulmaktan geçtiği ve bunu yapması gereken en önemli kişilerin doğrudan liderler olduğu,

-           Özellikle son yılların en büyük gelişmelerinin yaşandığı temel bilimlerden olan biyoloji biliminde, yapay zeka devriminin etkileri ve kesişimi konuşulduğunda, teknolojideki gelişmeler ve bilime yansıması ile Bilimsel Rönesans başlangıcında olduğumuzun söylenebileceği, bunun en güzel örneğinin, geçmişte kullanılan ilaç deneme yönteminin yerini, yapay zeka ile ilaç formülü tasarlamanın olduğu ve bunun milyonlarca insanın hayatını kurtardığı, yapay zekanın da bir sonraki olası pandemide ilacın formülünü çok daha hızlı yazmada kullanılabileceği,

-           Bütün endişelere rağmen yapay zekanın faydalarının risklerinin çokça üstünde olduğu,

-           Yapay zekanın yanlış kişilerin elinde geleceğin yapay zeka tabanlı Hiroşima’sını yaratmaması için güvenlik önlemlerinin alınmasının önemi.

İnsanoğlunun sahip olduğu empati, duygusal zeka ve başkalarının duygu ve düşünceleri hakkında duyduğu endişe aslında bizi yapay zekadan şimdilik ayıran en büyük özelliğimiz. Buna rağmen yapay zekanın henüz keşfedilmemiş tarafları ve yetenekleri var. Ancak bir zaman geldiğinde bizi insan yapan bu özellikleri de kendisine ekleyip, gelişmeye devam ettiğinde insanlık için nasıl sonuçlar doğuracağı hala bilinmiyor. Panelde belki de en çarpıcı nokta, yapay zekanın gücünün yanlış kişiler tarafından ele geçirilirse ne kadar zararlı olabileceği ile ilgili fikirleri sorulduğu zaman Altman’ın yanıtı oldu. Yapay zekanın çok güçlü bir teknoloji olduğunu, halen sınırları ve neler yapılabileceği tam anlamıyla kestirilemeyeceğini, bundan dolayı da politikacılar başta olmak üzere endişe sahiplerinin kısmi haklılık payı olabileceğini söyleyen Altman, buna rağmen teknolojinin içeriğinde regülasyonun mümkün olduğu ve Chat GPT3 ve 4 arasındaki gelişim gibi sisteme belli başlı kurallar ve değerler öğretilebileceği hatta dayatılabileceğini de ekledi. Burada asıl soru elbette bu etik değerlere, kurallara ve öğretilere kimlerin nasıl karar vereceği? İşte tam bu noktada liderlere çok büyük görevler düşmektedir.

Deep Learning AI kurucusu Andrew NG, Bloomberg’e verdiği röportajda, yapay zeka kullanımındaki patlamanın olası etkileri sorulduğunda, şirketlerin kısa vadede yapay zeka adaptasyonunun çok hızlı olduğunu ve şu an en erken AI fazında olunduğunu söyledi.  Üretici yapay zeka kullanımında ise, çalışanlara bu alanda beceri kazandırmanın çok önemli olduğunu, bunun efektif ve güvenilir şekilde kullanılması için eğitim verilmesinin şart olduğunu belirtti. Davos’ta alınan kararlar ve kazanımlar sorulduğunda ise, özellikle finans sektöründe çok büyük bir iştah olduğunu, en büyük kazanımların bu sektörde olabileceğini ekledi.

Andrew NG’ ye yöneltilen bir diğer soru; ‘Dünyada bu kadar fazla “zekânın” olmasını gerçekten istiyor musunuz?’ oldu. Andrew NG, bu senenin ana teması güvenlik konusunda ise, bu alanda iyi bir regülasyon görmek istediklerini ancak gelen regülasyon tekliflerinin çok katı olmasının, yapay zeka gelişiminin önüne geçeceğini ve bunun trajik sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Aynı zamanda zekanın tehlikeli olup olmadığının sorulmasının hiç sağlıklı bir yaklaşım olmadığını da belirtti. İngiltere, İtalya ve Fransa’nın daha önce yapay zeka ile ilgili yaptıkları sorgulamayı geri çektiklerini çünkü farklı atılan adımların sıkıntı getirebileceğini ve yapay zekanın gelişimini sınırlandırabileceklerini fark ettikleri için hükümetlerin daha akılcı yaklaşımlarla Davos’tan ayrıldıklarını düşüncelerinin arasına ekledi.

Global Collaboration Village kurucusu Chieh Huang’ın yapay zeka hakkında Bloomberg’e verdiği röportajda, bu sene hayata geçen Global Collaboration Village platformu hakkında 2 yıldır bunun gerçekleşmesi için çalıştıklarını, bunun 3 boyutlu teknolojiler ve sanal gerçeklik için önemli bir dönüm noktası olduğunu, kamuya açık ve kapalı ortaklıklar için çok önemli bir insiyatif olduğunu belirtti. Bir deneyim paylaşım platformunu hayata geçirmiş olan Huang, dijital ortamda sanal gerçeklik ile birbiriyle 3 boyutlu iletişimi mümkün kılan bu platformun önemini vurguladı. Sadece demolarla değil İnterpol başkanı ile gerçek bir oturumda bunu deneyimlediklerini, henüz erken aşamada olmasına rağmen yapay zekanın bunu mümkün kılmasından duydukları memnuniyeti de ekledi.

ABD’nin Michigan Üniversitesi Profesörü Prof. Karthik Duraisamy’nin Bloomberg’e verdiği röportajda, Duraisamy söze yapay zekanın 3 farklı kullanım alanı olduğunu söyleyerek söze başladı. Birincisi bir şeyleri optimize etmek için araç olarak kullanılması. İkincisi insanlarla iletişim için, üçüncü ise karar veren durumda olması. Burada anlaşılacağı üzere özellikle kararlarını alabilmesi durumu distopik korkuları beraberinde getirmektedir. İstihdam tarafında duyulan endişelerle ilgili yorum yapması istendiğinde, önümüzdeki 2 ila 3 yıl içerisinde negatif etki yaratabileceğini söyledi. Ancak bunun yoğunluğunun eğitimcilere, hükümetlere ve genel olarak insanlara bağlı olacağını da ekledi.

Davos 2024’teki Türk katılımcılardan bazıları ‘Yapay Zeka’ temasının işlenişi üzerine yorumlarını paylaştılar

Activate Consulting Yönetici Ortağı Şeref Türkmenoğlu’nun Bloomberg’e verdiği röportaj:

Her türlü teknolojik alanda birçok hızlı gelişmenin dünyayı beklediğini belirten Türkmenoğlu, yapay zekadan bahsederken konuşulması gereken en önemli noktanın bunu kimin kullanacağı olduğunu vurguladı. Kişilerin ve şirketlerin yapay zekayı kullanabilecek seviyede henüz tam olarak olmadığını belirtmekle beraber yapay zekanın hayatımıza girişiyle birçok alanda bocalamanın geleceğini, hızlı değişime ayak uydurabilmenin uzun vadede imkana dönüşebileceğini de ekledi. Yeni iş alanları oluştukça ve kişiler kendilerini bu alanda geliştirdikçe yapay zekadan faydalanmamızın artacağını ve bunun pozitif getirilerini görmeye başlayacağımızı da söyledi.

Refik Anadol:

Yeni medya sanatçısı Refik Anadol, doğayı temel alan yapay zeka modeliyle görselleri, sesi ve kokuyu harmanlayan dünyanın ilk çok deneyimli eserini Dünya Ekonomik Forumu'nda (WEF) sergiledi. Anadol, ekip olarak yaklaşık 10 yıldır yapay zeka müzesi projesinin hayalini kurduklarını belirterek, “'Dataland' isimli bu müzenin detaylarını Davos'ta dünya liderlerine sunma şansı ettik." dedi. Sözlerine yapay zeka alanındaki çalışmalar ile ilgili temennilerini belirterek devam eden Anadol, “Şu anda yapay zeka alanındaki çalışmalar, ChatGPT ve Bard gibi kompleks yapay zeka modelleri daha çok insana ve mantığa odaklı. Fakat bana ilham veren, en önemli ve korumamız gereken en değer şeylerden biri olan doğayı direkt öne çıkaran, doğayı temel alan bir yapay zeka hayal ettik ve muazzam bir destek aldık. Google ve Nvidia büyük destekçimiz, dünyanın yapay zeka alanında öncü 2 büyük şirketi hayalimizi pozitif buldu ve WEF de bunun dünya liderlerine ulaşmasını sağladı. Hayalimiz dünyanın en gelişmiş, doğayı anlayan, etik olarak verilerle eğitilmiş ve okullarda, araştırmalarda, sanatta ve kültürde kullanılabilecek dünyanın en iyi yapay zekasını geliştirmek." ile sözlerini tamamladı. Bilgiye ulaşmanın çok kolay hale geldiğini vurgulayan Anadol, gençlere tavsiyelerine ilişkin bir soru üzerine, "Şu anda ulaşılamayacak açık kaynaklı bir veri, kod yok denecek kadar az. Bu alanda üretmek isteyen genç arkadaşlar son derece kolayca birçok bilgiye ulaşabilirler. Yeter ki soru sormayı bilelim, merakımızı hiç kaybetmeyelim." dedi.

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı’nın Bloomberg’e verdiği röportaj:

Bu sene Davos’un vurguladığı en önemli konularından birisi olarak “Radikal Kollaborasyon” un önemini vurgulayan Faralyalı, güvenin yeniden inşasında önemli yapıtaşlarından birisi olarak ülkeler ve bireyler arası radikal kollaborasyon ve iletişimin şart olduğunu söyledi. Yapay zekanın dünyanın 40%ını etkileyeceğini bunun 20%si de verimlilik artışı için bir fırsat, 20%nin de yetenek transferini başka alanlara yapabilmek ve yeni alanlar yaratmak için kullanılabileceğini belirtti.

Değerlendirme ve Politika Önerileri

Dünyada teknoloji alanında en büyük ekonomi hacme sahip ülkeler arasında tahmin edileceği üzere ABD, Çin ve İngiltere’de bulunmaktadır. Yapay zeka tabanlı teknoloji girişimlerine bireysel, kurumsal ve hatta kamu düzeyinde yatırımlar ise günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin öncelikleri arasında. KPMG’nin 2023 yılında yayınladığı “Üretken Yapay Zeka 2023” raporu, iş dünyasındaki üst düzey liderlerin yapay zekâya yaklaşımını ortaya koyan, yöneticilerin %77'sinin üretken yapay zekâyı en etkili yeni teknoloji olarak gördüğünü ve %71'inin ilk üretken yapay zekâ çözümünü iki yıl içinde uygulamayı planladığını ortaya koyuyor. Raporda, yöneticilerin üretken yapay zekânın iş gücü üzerinde önemli bir etkisi olmasını bekledikleri belirtiliyor; ancak çoğunlukla iş gücünün yerine kullanmaktan ziyade yerine iş gücünü artırmanın bir yolu olarak gördükleri de vurgulanıyor. Dünya Ekonomik Forumu 2024’te belirtildiği gibi yapay zeka, gelecekte bugün olduğundan çok daha önemli, çok daha faydalı, çok daha yaygın olabilecek bir teknolojidir. Ve Bu teknolojinin doğru kullanılmasındaki en önemli adım kullanıcıların eğitilmesi ve doğru regülasyonlar ile güvenliğinin artırılmasıdır. Yapay zekanın görünenden çok daha büyük bir faydaya hizmet edebileceği beklenmektedir. Örneğin olası bir pandemi sürecinde doğru ilacın ortaya çıkması için çok daha hızlı davranılabileceği, milyonlarca insanın hayatının kurtarılabileceği potansiyeli nedeniyle zirvede birkaç kez üzerinde durulan bir sonuç oldu.

Türkiye açısından değerlendirildiği zaman ise ülkemizde San Fransisco ve Londra gibi dünyanın en büyük yapay zeka merkezlerinden biri olması ve dünya ile rekabet edebilecek yapay zeka teknolojileri üretebilmek için bu konuda daha fazla konuşmalı ve inovasyon için alan açılmalı. Ayrıca, şirketlerin veri erişimi konusunda iş birliği yapabilmesi sağlanmalı. Çünkü gerçek verilere dayanmayan yapay zeka geliştirmek, gerçek hayatta uygulamada sorunlara neden olabilir. Davos’ta da birkaç kez üzerinde durulduğu üzere, Türkiye'de yapılan çalışmalar var ancak dünya çapında rekabet edebilecek projeler üretebilmek için ekosistem içinde işbirliği ve daha fazla yatırım ve doğru kuluçka programları gerekli. Dünya Ekonomik Forumu’ndan sonra yakın gelecekte Türkiye’nin de yapay zeka temasını birçok ulusal ve uluslararası programlarında ön plana çıkaracağı beklenmektedir.