Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Rusya’nın İsrail-Filistin Savaşı'na Yönelik Tutumu

Kaynak: AA, 18 Ekim 2023

Kremlin'den yapılan açıklamada, Putin'in bazı Orta Doğu liderleriyle telefon görüşmeleri gerçekleştirdiği belirtildi.

Görüşmelerde tırmanan İsrail-Filistin çatışmasının ele alındığı bilgisine yer verilen açıklamada, "Çatışmaların geniş çaplı bir şekilde tırmanması, sivil kayıpların felaket düzeyinde artması ve Gazze Şeridi'nde derinleşen insani krizle ilgili derin endişe dile getirildi. İhtiyacı olan herkese acil yardım sağlanması amacıyla ateşkesin hızla sağlanması konusunda fikir birliğine varıldı." denildi.

Gazze'deki insani durumun da istişare edildiğine değinilen açıklamada, "Putin, Gazze'deki insani durumun aciliyetini, ilaç, gıda ve diğer hayati ürünlerin acilen ulaştırılması için şeride yönelik ablukanın kaldırılması gerektiğini vurgulayan görüş ve değerlendirmeleri dinledi. Çatışmanın bölgesel bir savaşa dönüşme ihtimaline ilişkin ciddi endişeler de dile getirildi." ifadelerine yer verildi.

Görüşmede Putin'in, sivillere yönelik şiddetin kabul edilemez olduğunu vurguladığı bilgisine yer verilen açıklamada, "Tansiyondaki benzeri görülmemiş tırmanışın, Orta Doğu'daki çözüm sürecinde uzun süredir devam eden çıkmazdan kaynaklandığı konusunda fikir birliği bulunmaktadır. Bu bağlamda Putin, Filistin sorununa uluslararası yasal temelde uzun vadeli ve adil bir çözüme ulaşmak için İsrail ile barış ve güvenlik içinde bir arada var olan, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak siyasi sürecin yeniden başlatılması yönündeki ilkeli tutumunu yineledi." denildi.

TÜRKSAM Haber Analiz

Bugün Orta Doğu'da  kan su yerine akıyor, savaşlar durmuyor ve insan ölümleri sıradanlaşıyor. Bu coğrafyada yaşayan halklar, onlarca yıldır devam eden savaşın sonuçlarına katlanmakta, bu duruma sebep olan devletler ise bu sonuçlardan yararlanarak kendilerine yeni bir jeopolitik strateji oluşturmakta, savaşların dinmediği bu coğrafyada  ‘barış’ arayışı adı altında pragmatik bir politika izlemektedir.

İsrail ile Filistin arasında 1947'den bu yana savaşlar yaşanmakta ve taraflar arasındaki gerilim azalmayıp, tam tersine artmaktadır. Bugün iki ülke arasındaki savaşın en kötü yüzünü, en acımasız tablosunu görmekteyiz. Hamas grubunun 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasıyla başlayan bu savaşta en çok kayıp veren taraf Filistin oldu.

Her iki tarafın yaşadığı acıların ve savaş kayıplarının perde arkasında aslında çok büyük nedenler ve bu çatışmayı körükleyen siyasi “aktörler” var. Bildiğimiz gibi savaşın ilk günlerinden itibaren Avrupa ve ABD, İsrail'e tam desteklerini ifade ettiler ve hemen harekete geçtiler. Hepimiz biliyoruz ki, küresel siyasetin hegemon aktörlerine bakıldığında, dünya aslında 244 ülkenin değil, tüm kontrolü ele geçirmek isteyen ve dünyanın kaderini belirlemeye çalışan 3-4 devletin elinde olduğu ve bu durumun devam ettirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu savaşlar küçük devletlerin değil, büyük ittifakların ve hegemonya hayali kuran büyük ülkelerin savaşlarıdır; Ukrayna-Rusya, Azerbaycan-Ermenistan, İsrail-Filistin savaşları gibi.  Savaşın ilk gününden itibaren ABD'nin sanki konunun merkezindeymiş gibi açıklamalar yaptığını görüyoruz. Aynı şekilde İran’ın da Hamas tarafının vekili olma misyonunu üstlenmiş gibi açıklamalar yaptığı görülmektedir.

Herkes Gazze'deki durumun çok vahim olduğunu ve savaş alanının yavaş yavaş tüm Orta Doğu coğrafyasına yayılma ihtimalinin yüksek olduğunu görebiliyor. İsrail ordusu yıllardır süren nefret ve intikam motivasyonuyla tamamen kör olmuş durumda. Bu sebeple, yardım araçlarına, tıbbi araçlara ve hastanelere ateş açıldı, insani koridor tamamen yok edildi. Rusya bu konuları gündeme getirerek Filistin'in yardıma ihtiyacı olduğunu ve taraflar arasındaki savaşın adil bir şekilde yürütülmediğini belirterek, aslında bir taraftan da  uluslararası hukukta Filistin'in sesi olmayı hedeflemektedir. Gazze’ye insani yardımın ulaşması ve iki ülke arasında ateşkesin imzalanması için diğer ülkelerle görüşmeler yapan Putin, sivil kayıpların felaket düzeyinde artması dolayısıyla Gazze Şeridi'nde derinleşen insani krizle ilgili endişe içinde olduğunu ifade etmektedir. Çünkü yukarıda da belirtildiği gibi bu savaşın komşu bölgelere yayılması durumunda önü alınamaz bir felakete sebep olacağı beklenilmektedir.

Orta Doğu'da gerilimin ciddi şekilde tırmanmasının ABD'nin bölgedeki politikalarının başarısızlığının bir örneğini olduğu ve birçok kişinin bunu kabul ettiğini birden çok açıklamasında belirten Putin, "ABD, Orta Doğu'da çözümü tekeline almaya çalıştı ancak her iki taraf için kabul edilebilir uzlaşma arayışı içinde olmadı." dedi; dolaylı bir yolla bu savaştan ABD’yi sorumlu tuttu. Filistin-İsrail açmazındaki ABD faktörü noktasında İran ve Rusya'nın fikirlerinin örtüştüğü görülmektedir. İkisi de bir Filistin Devleti’nin kurulmasını ve bölgedeki çatışmaların bir an önce sona ermesini talep ediyor. Bu devletlerin arzusu Filistin Devleti’ni kurulmasına önayak olacak kadar kuvvetli değildir. İsrail'in çıkarlarını koruyan ABD ve Avrupa’nın bölgede müttefik olma durumu, İran ve Rusya'nın bu coğrafyadaki planlarını engellemektedir. ABD'nin Suriye'deki rejimi tam olarak kontrol edememesi ve Esad rejimi ile Rusya arasındaki ilişkiler, ABD’yi daha hızlı hamle yapmaya sevk etmiştir. İsrail-Filistin topraklarında da kendince aynı durumun yaşanması ihtimaline karşı, ABD ve Avrupa, savaşın ilk gününden itibaren siyasi arenayı boş bırakmamıştır.

 

Belirtmek gerekir ki, Rusya, dünyanın politik ve ekonomik gündeminin merkezinde yer alan İsrail-Filistin Savaşı hakkında görüş bildirerek  aslında kendisinin de bu  olayları yakından takip ettiğini ve diğer siyasi güçlere  meydanı bırakmadığının belirtisi olarak değerlendirilebilir. Rusya’nın bu olayların gidişatına nisbeten  sakin tutum segilemesi sebebiyle, bölgede pasif bir politika sergilediğini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Rusya’nın bölgedeki etkinliği ve bağlantıları asla göz ardı edilmemesi gerekir. Sahnede gördüğümüz oyuncuların rolünü iyi birşekilde icraa etmesinde perde arkasında bulunan yönetmenlerin ve senaristlerin katkısı büyüktür. Görünmezler, ancak başarılı bir performans sergilenilmesinde herkesten çok emekleri vardır.