Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Türkiye-AB İlişkilerindeki Güncel Dinamikler: Yeniden İnşa Edilen Köprüler ve Aşılan Zorluklar

Kaynak: BBC News Türkçe, 10 Kasım 2023

Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, 2023 Genişleme Raporu'nda Türkiye’nin AB üyeliğinden giderek uzaklaştığı tespiti yapıldı. Rapor ve bölgesel gerilimlerde yaşanan görüş ayrılıkları, Ankara-Brüksel ilişkilerinde kritik bir dönemece gelindiğini gösteriyor.

Türkiye’de Mayıs seçimleri sonrası kurulan yeni hükümetle göç, güvenlik, ticaret, enerji ve tarım gibi alanlarda diyaloğu artırmak isteyen AB, İsrail-Hamas savaşındaki sert söylem farklılığı ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlarda görüş ayrılığı nedeniyle Türkiye ile istenen ortamın oluşamadığını kaydediyor.

Türkiye ile ilişkilerin geleceğine ilişkin Kasım ayı sonunda ayrı bir rapor hazırlama sürecinde olan AB, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmaması başta olmak üzere hukukun üstünlüğü açısından yaşanan gerilemenin en önemli engel olmaya devam ettiğini kaydediyor.

TÜRKSAM Haber Analiz

Türkiye, Aralık 1999 AB aday statüsünü almasından bu yana, AB’ye girme yolculuğunda zaman zaman kesintiye uğrasa da ülkenin kurucu felsefesine uygun bir şekilde daimî bir hedef olarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Ancak Avrupa Birliği’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu, 2023 yılı Genişleme Raporu’nda, Türkiye’nin 1999 yılından bu yana yürüttüğü istikrarlı AB’ye girme politikasından vazgeçmeye başladığını gözler önüne sermektedir. Türkiye’nin AB sürecindeki son tutumunu daha iyi anlamak için tarihsel süreçte Türkiye’nin AB macerasına göz atmak gerekmektedir.

1987 yılında Türkiye, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomi Topluluğu’na katılmak için başvuruda bulunmuştur. Avrupa Konseyi Aralık 1999’da Helsinki’de yaptığı toplantıda Türkiye’ye AB aday statüsü vermiştir. Avrupa Konseyi’nde, 16 ve 17 Aralık 2004 tarihleri arasında gerçekleşen toplantıda, Türkiye’nin katılım müzakerelerini başlatma kriterlerini layıkıyla yerine getirdiğine karar verilerek, bir sonraki aşamaya geçmesi onaylamıştır. İlerleyen süreçte Avrupa Konseyi, 3 Ekim 2005’te Türkiye ile müzakereler çerçevesinde anlaşmaya varmıştır. Aynı gün içerisinde, AB ile Türkiye arasında düzenlenen hükümetler arası bir konferansta müzakereler başlamıştır.

Şubat 2008’de Avrupa Konseyi, Türkiye ile revize edilmiş bir katılım ortaklığını kabul ederek temel öncelik alanlarının ana hatlarını çizmiştir. Bu durum Türkiye’nin nihai AB üyeliğine hazırlanmasına yardımcı olarak Türkiye’nin AB üyeliği için bir temel sağlanmakta ve fasıllardaki ilerlemeyi ölçmek için bir ölçüt görevi görmektedir.

Takvimler Haziran 2018’i gösterdiğinde Avrupa Konseyi, ilk olarak Türkiye'nin AB'den uzaklaştığını ve bu nedenle Türkiye'nin katılım müzakerelerinin fiilen durma noktasına geldiğini ve başka fasılların açılması veya kapatılmasının düşünülemeyeceğini kaydetmiştir.

Bütün bu bilgiler ışığında Türkiye’nin 2018’den beri durma noktasına gelen AB’ye adaylık görüşmeleri, Mart 2021'de Avrupa Konseyi’nin, AB'nin Türkiye ile ortak çıkar alanlarında aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir bir şekilde, belirlenen koşullara tabi olarak yeniden ilişkilerini gözden geçirebileceğine dair açıklamasıyla olumlu bir sürece girmişti. Ancak Avrupa Komisyonu’nun, 2023 Genişleme Raporu'nda Türkiye’nin AB üyelik kriterlerinden giderek uzaklaştığını tespit etmesi üzerine ilişkiler tekrar askıya alınmıştır.

 Bahsi geçen raporda, bölgesel gerilimlerde yaşanan görüş ayrılıkları sonuncunda Ankara-Brüksel ilişkilerinde kritik bir döneme girdiği defaatle vurgulanmıştır. Türkiye’de 2023 yılının Mayıs ayında gerçekleşen genel seçimler sonucunda kurulan yeni hükümetle göç, güvenlik, ticaret, enerji ve tarım gibi alanlarda diyaloğu ve işbirliğini artırmak isteyen AB, İsrail-Hamas Savaşı’ndaki sert söylem farklılığı ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlarda görüş ayrılığı nedeniyle Türkiye ile yakalanmak istenen müzakere ortamının oluşamadığını vurgulamaktadır. Buna ek olarak Türkiye’nin önünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyulmaması başta olmak üzere hukukun üstünlüğü açısından yaşanan gerilemenin AB’ye giriş sürecinden karşısına çıkmaya devam edeceği söylenebilir. Türkiye’nin AB süreci mevcut süreçte her zamankinden daha zora düşmüş durumdadır.