Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
East-Med Projesi Kime Hizmet Ediyor?

Daha öncede birçok kez yazdığım üzere Doğu Akdeniz’deki rezervler, sadece İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı değil, KKTC ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu enerji oyunundaki tüm aktörleri yakından ilgilendirmektedir.

Mısır ve İsrail’de hidrokarbon kaynaklarının keşfedilmesinin ardından Kıbrıs Rum Yönetimi Ada’da da zengin hidrokarbon kaynaklarının olabileceği düşüncesine kapıldı! Öyle ki bu düşünce Rum liderliğinin Kıbrıs müzakerelerinde geçmişten buyana sergilemiş olduğu olumsuz tavırların zaman içerisinde git gide daha da sertleşmesine neden olmuştur.

Sonuç ortada Kıbrıs müzakere süreci geçtiğimiz Temmuz ayı başında Rum tarafının olumsuz tavırları nedeniyle çökmüştür. Hidrokarbon meselesi Rum liderliğinin gözünü o kadar karartmıştır ki 50 yıllık BM parametreleri bu süreç içerisinde artık geçerliliğini yitirerek ortadan kalkmıştır.

Rum liderliği daha hidrokarbon yatakları ve uygun miktarda olup olmadığı netleşmeden Kıbrıs adasına ait münhasır ekonomik bölgede var olduğuna inanılan hidrokarbon rezervlerine tek başına sahip olabilmek adına gaspçı tavırlar sergiliyor. Hidrokarbon arama izni verdiği ülkelerin silahlı kuvvetlerini Doğu Akdeniz’de KKTC ve dolayısı ile Türkiye’nin üzerine sürmekten geri durmuyor!

Rum liderliği bu süreçte Türkiye dışında Doğu Akdeniz’de yer alan neredeyse tüm ülkeler ile ikili enerji anlaşmaları imzalamıştır. Bununla da yetinmeyen Rum liderliği Yunanistan, İsrail ve İtalya devletleri ile Doğu Akdeniz'deki doğal gazın denizaltı boru hattıyla Avrupa'ya taşınması konusunda East-Med adlı projeyi imzalamıştır.

East-Med projesinin başlaması halinde 2025 yılında 6 milyar Euro’ya tamamlanması öngörülüyor. Projeye göre boru hattının denizin 3,3 kilometre derinliğinde ve 2 bin kilometre olarak inşa edilmesi hedefleniyor.

East-Med projesinin gerçekleşmesi ekonomik ve güvenlik açısından fazlasıyla maliyetli. Gerek fiziki gerek güzergâh ve gerekse bölgedeki sınırlı rezerv miktarı bakımından ciddi riskler içermesi nedeniyle de East-med projesi uzmanlar tarafından rasyonel görülmemektedir.

Dünyadaki kanıtlanmış gaz rezervlerine baktığımızda, Rusya’nın 45 trilyon m3, İran’ın 30 trilyon m3 ve Katar’ın ise 25 trilyon m3 bir kaynağa sahip olduğu görülecektir. Dünyadaki gaz piyasası Rusya’nın elinde bulunmaktadır.

Doğu Akdeniz’de hidrokarbon konusunun gündeme geldiği ilk günden itibaren Türk tarafı müzakereleri göz önünde bulundurarak konuya yapıcı bir şekilde yaklaşarak Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasında ortak araştırma, ortak değerlendirme ve ortak kazanımlar sağlama görüşünü ortaya koyarak bu durumun bulunacak çözüme katkı sağlayacağı görüşünü defalarca ifade etmişti.

Ancak Rum tarafı bu iyi niyetli yaklaşımı daima görmezlikten gelerek, 1963’de Kıbrıs Cumhuriyeti’ni nasıl gasp etmişse bu kez de Ada’nın münhasır ekonomik bölgelerini gasp ederek bu duruma meşruiyet kazandırma yolunu tercih etmiştir!

Esat-Med projesi ile Güney Kıbrıs, İsrail ve Mısır Gazı Avrupa’ya taşınmak isteniyor. Bu üç ülkenin hidrokarbon kaynakları birleşse dahi Rusya, İran ve Katar gazı ile boy ölçüşmesi ve dolayısı ile rekabet edebilmesi mümkün görünmemektedir. Peki, öyleyse bu proje neyin nesi? Bu projenin amacı, hedefi nedir?

Esat-Med projesinin sonuç olarak Kıbrıs konusunun çözümüne olumlu bir katkı yapmadığı da ortadadır. Anlaşılan o ki bu hayali proje gerçekleşecek dahi olsa Güney Kıbrıs, İsrail ve Mısır hidrokarbonlarının Rusya, İran ve Katar hidrokarbon rezerv ve fiyatları ile rekabet edebilmesi söz konusu bile olamaz! Esat-Med projesinin gerçekleşmesi halinde bu hat ile acaba hangi ülkelerin hidrokarbon ya da petrolü Avrupa’ya taşınarak pazarlanmak istenmektedir?

(Bu yazı, 22 Aralık 2017 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanmıştır.)

Bunlarda ilginizi çekebilir

Tümünü görüntüle