Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Fransa'nın, AB Ambargolarına Rağmen Rusya ile Uranyum Ticareti Yaptığı Ortaya Çıktı

Kaynak: AA, 8 Aralık 2022

"Fransa'nın Rusya-Ukrayna Savaşından sonra Rusya'ya yönelik yaptırımlara rağmen bu ülkeden 2021'dekine kıyasla 3 kat fazla uranyum satın aldığı ortaya çıktı.

Haftalık hiciv dergisi Canard Enchaine'in, Fransa'da devletin yüzde 84'üne sahip olduğu, ana enerji sağlayıcısı konumundaki EDF şirketinin gümrük belgelerine dayandırdığı habere göre, Fransa 2022'nin ilk 9 ayında Rusya'dan 345 milyon avro değerinde 290 ton uranyum satın aldı.

Bu miktar Fransa'nın uranyum rezervinin yaklaşık yüzde 30'una, 2021'de Rusya'dan alınan uranyumun da yaklaşık 3 katına tekabül ediyor.

Nükleer reaktörlerinin 56'sından 24'ü bakımda olan Fransa'nın, enerji krizi sırasında Rusya'dan söz konusu uranyumu, nükleer santrallerden elektrik üretimi için ithal ettiği belirtiliyor.

Ticaretin nedeni, Rus uranyumunun ucuz olması

Elektrik üretimi için nükleer santrallerde yılda 1030 zenginleştirilmiş uranyum kullanan EDF'nin, bu değeri elde etmesi için 8 bin ton doğal uranyumu işlemesi gerekiyor.

Avrupa ülkelerinin Rusya'yı hedef alan ambargolarına rağmen Fransa'nın bu ülkeden perde arkasında uranyum satın almasının nedeni, Rus uranyumunun daha ucuza tedarik edilmesi olarak gösteriliyor.

Fransa'nın, uranyum ithalatında yüzde 43'lük paya sahip Kazakistan'dan satın aldığı uranyumunun da zenginleştirme işlemleri için yine Rusya'dan geçmesi gerekiyor."

AB'ye Rağmen Fransa "Rusya Ambargosunu" Deliyor

EDF'nin gümrük belgeleriyle ortaya çıkan ve tepki çeken uranyum ithalatına yönelik soruları Fransa Enerji Bakanı Agnes Pannier-Runacher'ın, "uranyumu ham madde olarak değil, zenginleştirilmiş olarak aldıkları" cevabını vererek geçiştirmesi dikkati çekti.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un da Fransa'ya Rusya'dan doğal ve zenginleştirilmiş uranyum alımını durdurması yönünde baskı yaptığı ifade ediliyor.

Çevreci sivil toplum kuruluşu Greenpeace, Rusya'dan Fransa'ya uranyum taşıyan bir geminin son olarak 29 Kasım'da Dunkirk Limanı'na yaklaştığını açıklamış, Paris yönetiminin, Avrupa Birliği'nin (AB) benimsediği ambargolara ve uluslararası çevre anlaşmalarına rağmen bu ticareti yapmasını skandal olarak nitelemişti.

Paris makamları da uluslararası basının konuya ilişkin sorularını ilk aşamada yanıtsız bırakmıştı.

TÜRKSAM Haber Analiz

Fransa ve Rusya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimî üyesinden 2’si olup, uluslararası siyasette güçlü iki önemli aktör konumundadır. Siyasi ve ekonomik ilişkileri oldukça yoğun olan bu iki ülke, tarihsel süreçte yer yer yakın temasta bulunmuş olsa da çoğu zaman karşılıklı olarak rekabet ve açık düşmanlık durumunda konumlanmıştır.

Yakın geçmişe bakıldığında Rusya için tarihsel bir açmaz olan Kırım meselesi ve bu konudaki politikaları da hem Batı ile hem de bu bağlamda Fransa ile ilişkilerini belirleyen önemli bir nokta olmuştur. Mart 2014 tarihinde Rusya’nın Ukrayna sınırları içerisinde yer alan Kırım’ı ilhak etmiş ve bu olay dünya gündeminde çarpıcı etki yaratmıştır. Bununla birlikte Fransa ve Rusya ilişkilerini belirleyen bir diğer durum da Suriye meselesi olmuştur. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande döneminde (2012-2017), Ortadoğu ve Suriye özelinde Fransa ve Rusya arasındaki rekabet ve zıt politikalar artmıştır. Aynı dönemde Rusya’nın Ukrayna politikaları ise makası iyice açmıştır.

2017 yılında göreve başlayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron döneminde ise Rusya ile ilişkiler ve temaslar yer yer yakınlaşırken, aynı şekilde mesafeli ve iletişimin sıfır noktasına gelmiş olduğu durumlarda yaşanmıştır. Örneğin, Rusya’nın Ukrayna topraklarındaki işgalleri sebebiyle 2014 yılında G8’den çıkarılmıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 2019 yılında düzenlenen G7 Zirvesi’nden 5 gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmüştür. Macron bu görüşmede "Dünya dosyaları Rusya olmadan konuşulamaz" mesajı vermiştir. Bununla birlikte, Macron’un Libya’da Rusya’nın destek vermiş olduğu Hafter’i desteklemesi gibi birkaç noktada ortak politik yaklaşımlara sahip olması Fransa-Rusya ilişkilerinin geliştiğine dair soru işaretleri doğurmuştur.

Fransa’nın Rusya-Ukrayna Savaşına yönelik Rusya karşı yaptırım gözeten tutumuna rağmen Rusya’dan uranyum ticaret yapıyor olması, Fransa’nın Rusya konusundaki ön görülemez politikasının göstergesi olmuştur. Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşının başlamasının ardından Avrupa Birliği üye ülkeleri Rusya’ya yönelik yaptırım kararı almış, Fransa bu kararın alınmasında en etkili ülkelerden biri olmuştur. Savaş sürecinde yaşanan ekonomik sıkıntılar en çok Avrupa bölgesini etkisi altında almış gıda, enerji ve göçmen sorunları ortaya çıkmıştır. Yaşanan bu sıkıntılara rağmen Avrupa ülkeleri Rusya’ya yönelik politikalarından taviz vermemiş ve Fransa bu süreçte önemli aktör olarak rol almıştır. Macron, Haziran 2022'de, Rusya'ya yaptırımlara sonuna kadar devam edilmesi gerektiğini vurgulayarak "Halihazırda yaptığımız gibi Ukrayna'yı desteklemeye devam etmeliyiz. Rusya’nın saldırısında daha da ileri gitmeyi hayal edememesi için caydırıcılığımızdaki inandırıcılığımızı güçlendirmemiz gerekiyor" şeklindeki ifadeleri de bulunmuştur. Fransa’nın Rusya’dan uranyum satın alımına dair yapılan haberin ardından Macron’un bu sözleri tekrar gündeme gelmiştir. Geçtiğimiz aylarda çıkan bir haberde Fransa’da bulunan iki dernek, Fransa merkezli TotalEnergies şirketi hakkında Ukrayna’yı bombalayan Rus savaş uçaklarına yakıt satışı yaptığına yönelik suç duyurusunda bulunmuş, Total Energies şirketi yapılan bu suçlamaları reddetmişti. Bu bağlamda Fransa’nın Rusya ile ticaretinin devam ettiğine ilişkin benzer haberle ikinci kez gündeme gelmesi, Macron’un Rusya’ya yönelik ambargo politikalarını sorgulatmıştır. Fransa'nın hem perde arkasında Rusya ile ekonomik ilişki geliştirmesi hem de savaş nedeniyle Rusya'ya ambargo uygulaması çelişki taşımaktadır. Dolayısıyla akıllara;  Fransa'nın AB üyesi olduğu için Rusya'ya karşı zaruri bir "negatif politik duruş" sergilemek zorunda mı kaldığı sorusu gelmektedir. Eğer bu yükümlülük doğrultusunda sergilenen zaruri politik yaklaşım ise Fransa’nın Ukrayna’ya yönelik politikasını baştan itibaren gözden geçirmek gerekmektedir.