Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Gazze'de can kaybı 32 bin 226’ya Yükseldi

Gazze'de can kaybı 32 bin 226’ya Yükseldi

Kaynak: AA, 24 Mart 2024

İsrail ordusunun, halkı aç ve susuz bırakıp yardımların ulaşmasını engelleyerek insani felakete yol açtığı Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 32 bin 226'ya yükseldi.

TÜRKSAM Haber Analiz

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının, 14 bin 280’i çocuk olmak üzere 32 bin 226'ya, yaralı sayısının da 74 bin 518'e ulaştığı bildirildi. Gazze’de yaşanan dramın şiddeti niceliksel verilerle takip edilmeye devam ediliyor. Korku, şiddet, soğuk ve ölümle sınanan Gazze halkı son haftalarda artan sağlık sorunları ve açlıkla karşı karşıya. İsrail Savunma Kuvvetleri savaşın başından beri Hamas’ın hastaneleri karargah olarak kullandığı iddiasını öne sürerek yıkıcı hasarlar bıraktı.  Son olarak Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre İsrail Savunma Kuvvetleri 15 Şubat'ta Nasır Hastanesi'ne baskı düzenledi. 10 gün süre ile abluka altına alınan hastanede çok sayıda hasta ve sağlık personelinin öldürüldüğü belirtildi.

Sağlık hizmeti kanallarını tıkamaya çalışan İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze’de yaşayan 2,3 milyon Filistinliyi açlığa mahkum ediyor. Yardım tırlarının karadan girmesini engelleyen İsrail ordusunun, gıda ve insani yardıma ulaşmaya çalışan 560 kişiyi öldürdü, 1523 kişi de yaralandı. Bununla birlikte sağlık hizmeti alamayan ve yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalarak ölüme mahkum edilen 5 yaş altı çocuk sayısı 335 bine ulaşmış durumda. İsrail Gazze'de uluslararası hukuku ayaklar altında alarak sivilleri hedef almaya devam ediyor.

Bölgedeki önemli gelişmelerden biri de İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'nın Ürdün Vadisi bölgesinde bulunan 8 bin dönüm araziye el koyma kararı alması oldu. Gün geçtikçe İsrail hükümetinin yasa dışı yerleşimleri ve istimlak uygulamaları artıyor. AB Dış İlişkiler Servisinden yapılan yazılı açıklamada Filistin topraklarında 800 hektardan fazla arazinin 'devlet arazisi' ilan edildiğini kınayarak Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasında 1994 yılında Oslo Anlaşmaları'nın imzalanmasından bu yana el konulan en büyük arazi olduğu vurgulandı. AB tarafından yapılan açıklamada "Yerleşimler, uluslararası insancıl hukukun ciddi bir ihlalidir. Bu haftaki AB zirvesinde AB liderleri, İsrail hükümetinin işgal altındaki Batı Şeria'daki yasa dışı yerleşimleri daha da genişletme yönündeki kararlarını kınadı ve İsrail'i bu kararları geri almaya çağırdı."

13 Eylül 1993 tarihinde dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat arasında ABD'nin başkenti Washington'da imzalanan "Geçici Öz Yönetim Düzenleme İlkeleri Bildirgesi" veya yaygın adıyla Oslo Anlaşması, taraflar arasında uzun yıllardır devam eden çatışmanın sona erdirilmesini amaçlıyordu. Bu anlaşma, ilk olarak geçici bir Filistin Yönetimi'nin kurulması öngörülerek, daha sonra 1999 yılında tam bağımsız bir Filistin Devleti'nin tesis edilmesiyle adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasını hedefliyordu.

İlk Oslo Anlaşması'nın ardından, 28 Eylül 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria'nın A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Bu anlaşma ile Batı Şeria'nın yüzde 18'ini oluşturan "A bölgesi"nin idari ve güvenlik kontrolü Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari kontrolü Filistin'e, ancak güvenlik kontrolü İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini oluşturan "C bölgesi"nin ise idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı. Bu süreçlerde Filistin ve İsrail arasındaki toprak paylaşımı, Kudüs'ün statüsü, mültecilerin durumu ve güvenlik gibi konularda anlaşmazlıklar yaşandı ve taraflar arasındaki güven eksikliği, çözümü daha da zorlaştırdı. Yıllarca devam eden görüşmelerde nihai bir sona ulaşılamazken, Hamas’ın saldırısını fırsat bilen İsrail, Filistinlilere ait bölgeleri hem işgal ederek hem de soykırım yaparak ele geçirmeye devam ediyor.