Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
İsrail- Hamas Savaşı ile Yom Kippur Savaşı Arasındaki Benzerlikler, Farklılıklar

7 Ekim sabahı Hamas'ın "Aksa Tufanı" adını verdiği operasyonla İsrail’e yönelik kapsamlı saldırı başlatmasının ardından Yom Kippur Savaşı gündeme geldi. Yom Kippur Savaşı’nın 50’nci yılında gerçekleşen İsrail- Hamas Savaşı’nın, Yom Kippur Savaşı’ndan sonra en çarpıcı etki yaratan savaş olduğu yönünde değerlendirilmelerde bulunuldu.

Yom Kippur Savaşı’nın Nedenleri, Gelişimi ve Sonuçları

Yom Kippur Savaşı, diğer adıyla 1973 Arap-İsrail Savaşı, 6 Ekim 1973 tarihinde Mısır ve Suriye'nin İsrail'e ani bir saldırısıyla başlamıştı. İsrail uzun zamandır Arap ülkeleri ile toprak anlaşmazlığı içindeydi. İsrail, 1967 Altı Gün Savaşı ile Mısır'ın Sina Yarımadası ve Suriye'nin Golan Tepeleri üzerindeki hakimiyetlerine itiraz etmiş ve buraları işgal etmişti. İsrail ‘vadedilmiş topraklar’ miti ile bu topraklar üzerinde hak iddia etmekteydi. Altı Gün Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 242. Kararı ile İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesi talep edilmişti. Bununla birlikte öncelikli olarak barış görüşmelerinin başlaması yönünde talepte bulunulduysa da bir sonuç alınamamıştı. Bu durum taraflar arasındaki gerilimi daha da tırmandırmıştı. Arap cephesinde bu bölgelerin işgali ve yenilgi aynı zaman utanç kaynağı olarak değerlendirilmişti.

Mısır ve Suriye, 1973 yılında İsrail'e karşı ortak bir saldırı planladılar ve 6 Ekim 1973'te Mısır Sina Yarımadası'na ve Suriye Golan Tepeleri'ne eşzamanlı saldırı başlattı. Bu saldırılar Yom Kippur adı verilen Yahudi dininde tatilin başladığı bir zamanda gerçekleştirildi. Mısır, Sina Yarımadası’na hızla ilerlerken, Suriye Golan Tepeleri'nde İsrail'e karşı ilerliyordu. Saldırının dini tatilde gerçekleşmesi hazırlıksız olan İsrail’de şok etkisi yarattı. Fakat, İsrail savunma güçleri hızla toparlandı ve bugün de olduğu gibi uluslararası desteği arkasına alarak karşı saldırıda bulundu. İsrail, Mısır'ı Sina'dan çıkarmayı başardı ve Suriye'yi Golan Tepeleri'nde geri püskürttü. ABD ve Rusya taraflar arasındaki gerilimin daha da büyümesini engellemek için arabuluculuk yapmaya başladı. ABD öncülüğünde barış arayışları sonucunda 31 Mayıs 1974 tarihinde Suriye-İsrail Ayırma  Anlaşması ve  4 Eylül 1975 tarihinde Mısır-İsrail İkinci Ayırma Anlaşması imzalandı. Camp David sürecine giden yolda büyük bir ilerleme kaydedilmiştir

Mısır ve İsrail barış sürecinin en önemli adımı 5-17 Eylül 1978 tarihleri arası Camp David’de gerçekleştirilen görüşmeler oldu. Bu görüşmeler sonucunda 17 Eylül 1978'de Mısır-İsrail arasında Camp David Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile birlikte Mısır İsrail'i tanıdı ve Sina Yarımadası'nı geri aldı. Arap-İsrail ilişkilerinde barış görüşmelerinin kapılarını açarak bu ilişkilere farklı bir boyut kazandırdı. Filistin davası için Arap Birliği’nin oluşturduğu cephe de dağılmış oldu.

Ayrıca belirtilmelidir ki, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin yanı sıra Sina Yarımadası Yahudiler için dini açıdan büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü Hazreti Musa'nın çıktığı 'Tur Dağı' burada yer alıyor. Ayrıca Sina Yarımadası Asya'dan Afrika'ya karadan geçişin önemli bir merkezi olan Kızıldeniz ile Akdeniz arasında yer almakta, jeopolitik açıdan çok önemli bir konumda bulunmaktadır.

"Yom Kippur"la benzerlikleri ve farklılıkları nelerdir?

İsrail-Hamas savaşı ile Yom Kippur Savaşı kıyaslandığında, iki savaşın da ani baskın ile başladığı görülmektedir. İsrail o gün de bugün de aynı şoku yaşadı. Bu doğrultuda İsrail istihbarat servisinin güvenirliliği ve gücü sorgulandı. Gelinen noktada dünden bugüne bir şey değişmediği yönünde değerlendirilme yapılmaktadır.

Yom Kippur Savaşı 18 gün sürmüş, 2.000'den fazla İsrailli askerinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Bugün İsrailliler, ülkelerinin övülen istihbarat servislerinin Hamas'ın saldırısını neden görmediğini bilmek istiyor. Son dönemde yargı reformu sebebiyle İsrail toplumunun önemli bir kesiminin eleştirilerini üzerine Netanyahu hükümeti haftalardır süren protestolarla karşı karşıya kalmıştı. Şimdi ise bu savaşta uluslararası silahlı çatışma hukuku kurallarını ihlal etmekte, saldırgan tutum sergileyerek ve barışçıl bir yaklaşımdan uzak açıklamaları ile kahramanlık hikayesi çıkarma gayreti içerisinde olduğu görülmektedir.

7 Ekim saldırıları 1973 Yom Kippur Savaşı ile hem başlangıç noktasında metodolojik hem de istihbarat zayıflığı açısından benzerlikler gösterse de, bu iki olayı birbirinden ayıran bariz farklar bulunmaktadır. İlk olarak Yom Kippur Savaşı taraflar devletlerdi.  Ancak bugün devlete bağlı düzenli ordular yerine Hamas ve İslami Cihad gibi devlet dışı aktörleri savaşı başlatmıştır. Hamas bir devlete bağlı düzenli ordunun islemiş olduğu stratejiden uzak olarak, toplu bir saldırı, can kayıplarını arttırma ve İsrail’in elinde bulunan rehinelere karşılık olarak rehin alma odaklı bir strateji izlemektedir. Mısır ve Suriye kaybettikleri toprakları geri alma arzusu ile savaşı başlatırken, Hamas’ın belirli bir toprak üzerinde kontrol sağlama motivasyonu bulunmuyor.