Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Ortadoğu’da Yükselen Katar Krizi ve Türkiye

Suudi Arabistan, Mısır, Katar ve İran arasında giderek yükselen tansiyon Trump'ın Ortadoğu ziyareti sonrası zirve yaptı. Katar ile başlayan kriz ve anında 7 ülkenin Katar ile her türlü ilişkiyi kesmesi gösteriyor ki, Ortadoğu'da kartların yeniden karılmasına karar verilmiş. İran'ın başkenti Tahran'da eş zamanlı olarak parlamento ve Humeyni merkezine saldırı da bu krizin bir parçası ve neticesidir. Öyle anlaşılıyor ki, Trump'ın Katar hamlesi sadece Katar'la sınırlı kalmayacak ve İran'a da sıçrayacaktır. Bu çerçevede yakında İran'a yönelik iç karışıklıklar beklemek şaşırtıcı olmaz.

Katar'la başlayan bu kriz Türkiye'nin Ortadoğu politikasında yaptığı hatalardan ne kadar ders aldığını göstermesi açısından da önemliydi. Zira Libya, Mısır, Irak ve Suriye krizlerinde Türkiye taraf olmayı seçmiş ve bunun faturası Türkiye için ağır olmuştu. Şimdi Katar krizinde de Türkiye açıktan taraf olmayı seçti. Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamalar yetmemiş gibi bu krizin ortasında Katar ile daha önce yapılan bazı askeri ilişkilerin alelacele öne alınması bu krizde açıkça Katar'ın yanında yer aldığımızı göstermesi açısından önemlidir. Bu krizin nasıl evrileceğini görmeden bu aceleci tarafgirlik niye? Suudi Arabistan'ın bu krizde ileri sürdüğü gerekçelerin tamamı Suudiler için, hatta ABD için de aynen ileri sürülebilir.

Suudi Arabistan, Mısır ve ABD birlikteliğine şer üçgeni tabiri de gayet yakışır. Açıkçası bu krizin taraflarının hiçbirisi masum ve temiz değil. ABD desen PKK/YPG'yi açıkça destekliyor. Suud'ın El Kaide ve radikal bazı örgütlere desteğini bilmeyen yok. Katar ise malum İhvan ve diğer bazı örgütlere açıkça desteğini sürdürüyor. İran'ın başta PKK olmak üzere neredeyse desteklemediği terör örgütü yok gibi. Ayrıca bu krizin Arap Şeyhlerinin arasındaki taht kavgası boyutu da aşikardır. Peki bu krizde Türkiye kendisini neden açıkça birisini tercih etmek zorunda hissediyor? Sanırım bunun cevabı Katar'ın Türkiye'de yaptığı "Stratejik" yatırımlarda gizli. Türkiye'nin Katar'la olan ticaret hacmi Suudi Arabistan'ın çok gerisinde hele karşı blokla yapılan toplam ticaretle kıyas bile kabul etmez. Ancak Katar son derece akıllı bir hamleyle iktidara yakın işadamlarıyla iş tutmayı bilmiştir. Sancak holding başta olmak üzere Türkiye'deki Katar yatırımları AKP ile doğrudan bağlantılıdır. Bu sebeple AKP'nin Ortadoğu krizindeki tutumunda mantıktan ziyade "duygusallık" ön planda olmuştur. Türkiye'nin bu krizde kendisini açıkça taraf ilan etmesi Türk devletinin zararına ama görülüyor ki, AKP'nin sermaye gruplarının hayrınadır. Ancak unutulmamalıdır ki, mevcut Katar şeyhleri yarın bir saray içi darbe ile devrilebilir. Katar'a ekonomik ambargo ağırlaşabilir ve bu ambargodan bazı Türk şirketleri de nasibini alabilir. Ayrıca ABD yarın bütün Arap şeyhlerini Beyaz Saray'a çağırıp "uzlaşın" talimatı da verebilir. Bu durumda Türkiye yine, yeniden Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma tehlikesiyle bir kez daha yüzleşmek durumunda kalacaktır. Bizden uyarması…