Kurumumuz Bünyesinde Stajyer Alınacaktır.

13 Şubat 2023

Staj Başvurusu
Kurumumuz Bünyesinde Grafik Tasarım Uzmanı Alınacaktır!

13 Mart 2023

İş Başvurusu
DUYURULAR
Türkiye’nin Suriye’deki Tampon Bölgede İzlemesi Gereken Strateji

GÖRÜŞ

 

Irak ve Suriye  bölgesinde siyasi ve askeri strateji analizleri oluşturabilmek için  Türkiye Cumhuriyeti’nin tampon bölge planı; İran’ın  mezhepsel ve etnik unsurları baz alarak desteklediği  paramiliter güçler; Rusya’nın Suriye resmi hükümeti üzerindeki  siyasi politikası;  IŞİD/DEAŞ ve PKK/YPG’nin terör faaliyetleri, ayrıca enerji ve maden sahalarının kontrolü ve yönetimi, ilgili coğrafyadaki Türkmenlerin güvenliği, M4 ve M5  karayollarının ikmal ve lojistik açıdan önemine dair hususların kombine edilmesi gerekmektedir. ABD’nin Suriye’den çekilme planına müteakiben bölgedeki bu boşluğu İran ve Rusya doldurmaya çalışacaktır. Bununla birlikte muhtelif terör örgütleri ve paramiliter yapılanmalar daha da aktif hale gelerek bölgesel bir güç olan Türkiye’nin stratejik hedeflerini de engellemeye yol açacağı aşikardır.

Türkiye, askeri harekatlar ile bölgede bir güvenli alan (safe/buffer zone) oluştururken Misak-i Milli sınırlarına dahil olan bu topraklarda rasyonel irredentist hedefler konusunda eksiktir. İsrail’in Golon Tepeleri’ni önce işgal edip sonrasında ilhak ederek hidrokarbon keşfi sonrası petrol ve doğalgaz için arama ruhsatı alması gibi, stratejik öneme sahip aynı aksiyonları tampon bölge olarak adlandırdığımız coğrafyada petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinde gerçekleştirebilir. Bu faaliyetler ruhsatlandırabilir. Türkiye, Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi’nde nasıl ki NAVTEX ilan ederek mevcut hakkını kullanma yönünde uluslararası bir adım atıp hidrokarbon keşfi için aksiyonlar alıyor ise; milyonlarca mülteciyi kadim vatanımıza alarak ekonomik açıdan ağır bir sorumluluğun altına girmemiz sonucunda, kendi devlet menfaatlerimizi göz önünde bulundurarak bölgede böyle bir strateji izlenmesi gerekmektedir.

Uluslararası siyasi ve strateji temelli düşünce kuruluşlarından (Think Tank) ve muhtelif özel strateji ve istihbarat  kuruluşlardan olan; RAND, Silk Road Studies, CSIS, Stratfor, Chatham House, Tavistock Enstitüsü, SITE Intelligence gibi gayr-i nizami ve derin stratejiler düşünce üreten merkezler geliştirerek,  Türkiye Cumhuriyeti’nin Misal-i Milli ve Mavi Vatan’ın yanı sıra bölgesel güçten küresel bir güce ikamesi ve bölgesel statik faktörlerden küresel dinamik faktörlere yol alabilmesi derin bir plana bağlanmalıdır. Dolayısıyla Türk etnik kimliğine sahip Suriye ve Irak coğrafyasının belli bir bölgesinde ‘tampon devlet’ stratejisi geliştirebilmemiz mümkündür. Bu stratejiyi pratik bazda yapamasak bile teorik bazda caydırıcılık (deterrence) ve misilleme (retaliation) açısından bir etki bırakacak şekilde uygulanmalıdır. Bu strateji Türkiye Cumhuriyeti toprak bütünlüğü ve hedeflerini tehdit edecek faaliyetleri engelleyecektir.

Amerika, Rusya ve İran’ın bölgedeki faaliyetlerini  engellemek için Türkiye tarafından oluşturulan tampon bölgede bir devlet strateji planı olarak, ‘De Facto’ da olsa tanımlanmalıdır, ki toprak bütünlüğümüzü(territorial integrity) ve hedeflerimizi tehdit edecek unsurlara karşı caydırıcı olunabilinsin. Dünyanın çeşitli coğrafyalarında askeri ve siyasi doktrinler vardır. Özellikle gayrinizami harp ile sentezlenen doktrinler, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Donbass & Luganks, Abhazya,Güney Osetya ve Transdinyester’de alınan aksiyonlar gibi, aynısı Türk etnik yapısının olduğu askeri harekatlar neticesinde oluşturulan tampon bölgelerde de uygulanabilir.

Bölgede petrol sahalarını, ikmal hattını ve Suriye’nin önemli şehirlerini birbirine bağlayan M5 ve M4 karayolları kontrol ve gözlemini elinde bulundurmak isteyen güçler aynı zamanda Türkiye’nin aleyhine de faaliyet göstererek PKK/YPG’ye silah sevkiyatı yapmakta ve terör faaliyetlerinde askerlerin sevki ve idaresi noktasında yardımcı olmaktadırlar. Türkiye sınırına paralel M4 yolu ve Suriye’nin Akdeniz sınırına paralel M5 yolu bölgedeki güvenliği ve otoriteyi ele alabilmek için cezbeder nitelikte özelliklere haizdir.

İran’ın Lübnan’daki Hizbullah’ı, Yemen’deki Husileri, Haşdi Şabi ve Besic güçlerine olan paramiliter desteği kesinlikle bölgesel güç olma isteğidir. Amerika, Rusya ve İran nasıl ki kara ve deniz coğrafyasında askeri siyasi enerji ve lojistik açısından menfaat talepleri var ise bizlerin de her daim olmalıdır.

Özellikle belirtmek isteriz ki; M4 ve M5 karayollarının güvenliğine karşı terör organizasyonları tarafından keskin nişancılar, tank-savar mayınları ve ağır silahlar (roket-atar, tank, havan, top vb.)’ın faaliyetleri Türkiye Rusya ve İran’ın müşterek koordinasyonunda devriye faaliyetleri ile denetim altına alınıp engellenebilir.

MİT ve TSK’nın desteğiyle bölgede aktif olan Türkiye, Rus Wagner ve Amerikan BlackWater ve İran’ın muhtelif güçleri gibi paramiliter organizasyonlar ve paravan şirketler üzerinden istihbarat ve stratejik açıdan bir oyun kurucu olması gerekmektedir. Bu stratejik hedefler, derin devlet sistematiğinin ve uzun vadeli bölgesel ve küresel planların oluşturulmasında zemin hazırlayıcı bir role sahiptir. 

Mukaddes ve Kadim Vatan’ın her bir karışında Asil Türk Milletini ve Planlarını yüceltmek dileğiyle.

Kaynaklar:

  1. https://worldview.stratfor.com/article/turkey-may-expand-buffer-zone-syria
  2. https://aspeniaonline.it/turkeys-dangerous-game-in-syria-between-the-damascus-regime-and-the-return-of-isis/
  3. https://www.intelligenceonline.com/government-intelligence/2020/06/15/syria-s-m4-highway-the-epicentre-of-tensions-between-russia-the-us-and-respective-allies,109237650-art
  4. https://arabcenterdc.org/resource/us-russian-competition-and-the-m4-highway-in-syria/
  5. https://yildiz.academia.edu/AhmetOven